Nazım Hikmet’in doğumgünü bugün.
Bir kış günü doğmuş, bir yaz gecesi de ölmüş.
2013 yılında bu değerli şairimiz için bir şiir yazmıştım.
Madem doğumgünü bugün, bende o şiiri onun anısına evrene uçuruyorum şimdi.
Adı Nazım Hikmet
O bir Selanikliydi
Uzun boylu, sarı kıvırcık saçlı, mavi gözlü, sarı kaşlı
Adeta jöndü
O dünyanın en tanınmış şairlerinden oldu
Her dilde şiir oldu
Bir tek kendi memleketinde esir oldu
Şiiri yok oldu
Polis gölge gibi ensesindeydi
Güney Amerikalı ünlü şair Pablo Neruda
“Bu adamın kadrini biliniz; biz onun yanında şair bile sayılmayız” derdi
Ama bu memleket Nazım’ın kadrini hiç bilemedi.
Bu büyük şaire yaşamı tutsak etti
Onu kovaladı
28 yıl yedi
14.yılında ölüm orucuna girdi
İnönü diktatörlüğünde yok edildi
Suikaste uğradı
Sonunda kaçtı
Şiirlerinde lirik-devrim ruhunu bomba gibi patlatıyordu her daim
Derin etkiler yaratıyordu
Halkın içinde
Sanat cemiyetinde
Genç nesilde
Ordu da
Ona ülkesi eziyet ederken
Dünya tanıdı, yabancı kucakladı
Şiirleri dilden dile çevrildi
O komünist bir şair olduğu için çok işkenceler görmüştü ya memlekette
Özgür olduğunda ise aylarca yıkanmadı yıkanamadı
Yapılan su işkencesi derin izler bıraktı bedeninde yüreğinde
Ama her şeye rağmen çok sevdi bizi, memleketini
Hiç kin beslemedi
Şiirleriyle anlattı hayatı
Gün geldi destan yazdı
İstediği
İstemediği
Hepsi dilden dile
Dünya oldu
Hayat oldu
Müzik oldu
Devrim oldu
Ders oldu
Ve hepsi
Can oldu
Nazım’a
Ve gün geldi
Mavi gözlü dev oldu
“Başım ucunda bir de çınar ağacı olursa
Taş maş da istemem hani”
Dedin ya gitmeden bir kaç gün önce
Sen bir yere gitmedin be Nazım
Sen memlekete kuşaklar boyu yerleştin
Nazım Hikmet Ran
Yaşayan mavi gözlü dev adam
Seni seviyoruz
Zu-Haziran 2013 İngiltere
Ne cok korkuyoruz eylemlerden cok dusuncelerden.
Hep böyle.. hiç değişmiyor da