Hey! Bugün 29 Ekim 2017 ❤
Bloğumun ilk yazısını sizlerle paylaşmak ne şahane bir güne denk geldi böyle 🙂
Yaşasın Cumhuriyet!
Yaşasın hayaller!
Ahhh Ca’nımmm Atatürk. O hayal etmeseydi, Türkiye Cumhuriyeti olur muydu hiç? Hayallerinin listesini yaptığında daha sıradan bir askermiş oysa.
Osmanlı çökmüş, Balkan savaşları ile elimizden giden gidene, çaresiz ve umutsuz bir savaş dönemi.
Böyle bir dönemde Atatürk oturmuş hayallerinin listesini yapmış. Yanındaki arkadaşlarına da not aldığı hayallerinden bahsetmiş bir gün.
Arkadaşları Atatürk‘ün hayallerini dinledikçe gülmeye başlamışlar:
“Ha ha ha kadın erkek eşit mi olacak?
Soyadlarımız mı olacak?
Yeni alfabemiz mi olacak?
Kadınlar topuklu ayakkabı mı giyecek?
Şapka mı takacağız?
Laiklik mi olacak?
Yönetim Cumhuriyet mi olacak?”
***
Aradan tam 10 yıl geçmiş.
28 Ekim 1923 Saat 20:30
Atatürk arkadaşlarıyla yemekte.
Masada Fethi bey var, İsmet Paşa var, Halit Paşa var, Kazım Özalp Paşa var.
Atatürk sessiz ve düşünceli.
Cebinden bir kağıt çıkarmış. Tam 10 yıl önce hayallerini listelediği kağıt bu.
Kağıda kısa bir süre bakmış. Cebine geri koyarken, masadaki arkadaşları da pür dikkat O’nu izliyormuş.
Atatürk bir yudum su aldıktan sonra masaya dönüp, “Efendiler” demiş, “Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz!”
***
Bunları niye anlattım?
Hayal olmadan ülke olmazdı. Hayal olmadan kullandığımız telefonlar olmazdı. Uçaklar olmazdı. Elektrik olmazdı. Bilgisayar olmazdı. Demek ki imkansız diye birşey yok bu hayatta. Hayaller pekâla da gerçek olabilir. O yüzden kimse bir başkasının hayallerine gülmesin! Sadece inansın. İnanmak umuttur çünkü.
Ca’nımmm ATA’m,
Gerçekleştirdiğin tüm hayaller sayesinde bizler rahatça, insanca yaşayabiliyoruz.
Hepimize aşıladığın bir “umut” var. Yorulmadan hiç durmadan “çok çalışmak” var.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız tüm ülkemize kutlu olsun.
Biz yetmiş milyon kocaman bir aileyiz aslında. Sadece bunu unutuyoruz.
Madem güzel bir kutlama günündeyiz bugün; bende bloğumun ilk paylaşımını Ulu Önderimizin son iki yazını geçirdiği Florya Atatürk Deniz Köşkü ile yapmak istiyorum.
Florya Atatürk Deniz Köşkü ❤
Köşk 1935 yılında Florya Plajına kurulan iskelenin üzerine yapılmış. Köşkün mimari bir Türk mimar olan Seyfi Arkan.
Pazartesi ve Perşembe hariç her gün ziyarete açık.
Giriş ücreti 5 lira.
Köşke Nasıl Gidilir?
Bakırköy sahil yolu üst geçidin olduğu duraktan geçen otobüslerle 20 dakika içinde ulaşabilirsiniz. Kendi aracınızla gidiyorsanız eğer, Köşk’ün bahçesine arabanızı park edebilirsiniz.
Kurallar Ve Yasaklar:
- İçeriye girerken galoş giyme kuralı var.
- İçeride kesinlikle ne video ne fotoğraf çekilmesine izin var. Fotoğraf çekim yasağına uymanız için yanınızda bir görevli sizinle birlikte yürüyor.
- Diyelim ki yasağı umursamadınız fotoğraf çektiniz. Ne olacak?
- Sizi izlemesi için görevlendirilmiş memur, kurallara itaat göstermediği için sizin yüzünüzden sürülecek.
- Bu konuda çok hassas ve ciddiler. Lütfen bu anlamsız yasağa saygı gösteriniz.
İçerde Neler Var?
Atatürk’ün mayolu sandalda çekilmiş bir fotoğrafı vardır Florya plajında bilirsiniz. İşte ilk ziyaret noktanızda o sandaldan başlıyor. Daha sonra Köşk’ün salonu, çalışma odası, yatak odalarını, banyolarını gezdiriyor iki görevli memur. Kısa kısa bilgiler veriyorlar her oda ve eşyalar hakkında.
Atatürk bu köşkü en son Mayıs 1938’de kullanmış. O tarihe kadar İngiltere Kralı 8.Edward, Madam Simpson gibi önemli konuklarını da ağırlamış.
Atatürk’ün ölümünden sonra ise; İsmet İnönü, Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ve Kenan Evren kullanmış köşkü.
Eylül 1988’de TBMM Milli Saraylar’a devredilmiş ve 1993 yılında da Atatürk Müzesi olarak ziyarete açılmış.
Atatürk Deniz Köşkü, deniz üzerinde duran bir gemi gibi geldi bana. İçerisi ve yaşanmışlıklar da öyle güzeldi ki.
Dışı güzel, içi güzel, bahçesi güzel.
Kumsalda oturdum bu güzelliklerin hepsini içime çektim. Denizi ve Köşk’ü seyrederken Atatürk’ü düşledim. Bir zamanlar onun gezdiği, onun yüzdüğü sahilde olmanın mutluluğu kalbime oklarını öyle sapladı ki, duygularım coştu. Gözlerim ıslanırken dualar gönderdim ona.
Martılar bana baktı.
Dalgalar kıyıya vurup durdu.
Bir rüzgar esti.
Gülümsetti.
Hoşçakal ve hep bizle kal diyerek ayrıldım o kutsal sahilden ❤
Mutlaka gidin!
Zu Floria x
tebrikler, güzel bir yazı olmuş yine…
Teşekkür ederim Nazlı’cım x
Bu yazini daha oncefe okumustum. Yine ayni heycan ve istekle okudum. Kalemine ve yuregine saglik…
Evetttt gittiğim gün Instagram hesabımda paylaşmıştım 😊 Teşekkür ederim canım Nevin ❤️
Öncelikle, blog yazılarınızı tüm duyuların canlanıp türlü duyguların hissedileceği “tadımlık hikayeler” olarak merakla takip ediyorum. Kendi adıma ne tuhaftır ki ilk yazınızı daha önce birçok yazınızı okuduktan çok sonraki bir tarihte okumuş oldum.
Atamızın günlük yaşantısına şahit olmuş böylesi yerlerde benzer hisler yaşanabiliyor. Yürüyen Köşk’ e gittiğimde neredeyse aynı şekilde ben de sizin gibi aynı his ve hareketlerle kumsal, deniz, martılar, rüzgar ve ağaçlar ile temas ettim, göz göze geldim, Onu aradım, Ona selam ve dua gönderdim. O hayran olunası müstesna önderimizin yolundan ilerlemeye devam edeceğiz, bir söz verdik, sözümüzde duruyoruz.
Gelecekten, Eylül’ 18’ den gelip bu yorumu yaptığım için yorumumun sonunda zamanınızı ayırıp oluşturduğunuz blogunuzda haklı olarak elde ettiğiniz başarılarınızın daha çok artacağına inancımı dile getirmek ister ve tebrik ederim.
Öncelikle, blog yazılarınızı tüm duyuların canlandığı ve türlü duyguların hissedildiği merakla beklenen bana göre “tadımlık hikayeler” olduğunu belirtmek isterim.
Atamızın hayatından ve özellikle günlük yaşantısından izler taşıyan böylesi yerlerde ben de benzer hislerle doluyorum. Yalova’da Yürüyen Köşk’e gittiğimde, siz de gitmişsiniz, okumuştum, Onun baktığı, gezdiği, yüzdüğü deniz, kumsal, martılar, kuşlar, rüzgar ve ağaçlarla göz göze gelirim, dokunurum, hissederim, Onu ararım, Onu anarım. Bazen tebessümle, bazen hüzünle.
İlk yazınızı çok gecikmeli okuyorum, bir çok blog yazınızdan sonra yorumluyorum.
Size bir müjdem var, blog yazılarınız çok başarılı olacak, gelecekten Eylül ‘18’ den gelmenin avantajıyla söylüyorum, başarılarınız artarak devam ediyor, edecek, tebrik ederim.
Alp bey sizden her yazıma mutlaka yorum aldığımı düşünürken ilk yazımı kaçırdığınızı bende şimdi yorumunuzla farketmiş oldum 🙂
Bu güzel satırlar ve tüm beğenileriniz için çok teşekkür ederim. Bloğumu açarken bu ilk yazımı paylaşırken 5’binlere geleceğimi tahmin etmiyordum. İyi ki de açmışım, sizin gibi değerli bir okuyucu ile karşılaşmışım. Çok çok sağolun 🙋♀️
Bir yıl su gibi geçmiş, blogunuzu yaşgünü kutlu olsun.
Tebrik ederim 😊.
Ülkemizin doğum gününde, Cumhuriyeti Bayramımızı kutlandığımız bugünde nice senelere, nice eserlerinizle. 🙏🌀🍀
Su gibi geçmiş hakikaten. Bu bir yılda benim de hayatımda ne çok şey değişti.
Bloğum ve Cumhuriyetimizle daha nice kutlamalara inşallah :)) yorumunuz için çok teşekkür ederim Alp bey