Bana Bi’Yer Söyle

MİMAR SİNAN TÜRBESİ… E Peki Koca Sinan Nerede?

Eserlerini beğendiğim kişilere bakıyorum da, genelde 40 yaşından sonra hayallerini gerçekleştirme fırsatı bulmuşlar. Mesela Ayşe Kulin ilk kitabını 43 yaşındayken yazmış. Hıfzı Topuz ona keza aynı yaşlarda, hele Aydın Boysan 60 yaşında ilk yazarlığa başlamış.

Ve Mimar Sinan 49 yaşındayken mimar olmuş. 97 yaşındayken de ölmüş.

Mimar Sinan Türbesi’ni ziyaret ettim beş ay kadar önce.

Süleymaniye Camii’nin hemen arkasında yer alıyor. Aslında burası eviymiş Mimar Sinan’ın. Ölünce de evinin bahçesine gömülmüş. Sonra da güzel bir türbe yapılmış.

Mimar Sinan 50 yıllık mimarlık hayatında tam tamına 477 eser yaratmış. Bu eserlerin 345’i İstanbul’da.

Gördüğüm eserlerine hep hayranlıkla bakarım. Ne büyük bir akıl, ne yüce bir yetenek diye.

Süleymaniye Camisi ve Külliyesi’ni yaparken kullandığı teknikler inanılmaz mesela.

Hatta hazır yeri gelmişken biraz bahsedeyim bunlardan:

Süleymaniye Camisi’nin inşaatında Mimar Sinan yanına nargile alıp sürekli mihraba çıkıyormuş. Hatta bu olay dedikodulara kadar varmış. Mimar Sinan işi yavaşlatıyor sürekli mihrapta nargile içiyor diye. Derken bu fısıltı Kanuni Sultan Süleyman’ın kulağına kadar gitmiş. Kanuni duyduklarına inanamamış. Habersizce inşaata gitmiş. Bir de ne görsün hakikaten duydukları doğru; Mimar Sinan mihrapta nargile fokurdatıyor!!!

“Mimarbaşı! camide nargile içilir mi?!” diye  başlamış kükremeye Kanuni.

Mimar Sinan hemen yerinden doğrulmuş; “Sultanım, nargilemde tütün yoktur. Ben sadece suyun fokurdamasından gelen sesi dinliyorum. Eğer suyun sesi, caminin her tarafına iyi yayılırsa, yarın öbür gün hoca kuran okuduğunda cemaatte hocanın sesini her yönden iyi duymuş olacak.” demiş.

Meğer Mimar Sinan, nargile fokurtuları ile Süleymaniye Camisi’nde akustik testi yapıyormuş.

Akla bakar mısınız, ne müthiş değil mi!

Daha bitmedi …

Süleymaniye Camisi’nde yanan kandillerin islerini toplayacak bir havalandırma odası yapmış. Burada topladığı islerden de boya elde etmiş. Elde ettiği bu boyayla da caminin tavan işlemelerini yaptırmış.

Kanuni Sultan Süleyman İstanbul’un su sorununu da zekasına çok güvendiği Mimar Sinan’a çözdürmüş.

İstanbul’a su getirebilmek için 33 su kemeri yapmış Sinan.

46 km uzunluğunda künk boru hattı döşemiş. Şehrin her tarafına çeşmeler yapmış. Ve sonunda Kanuni Sultan Süleyman’ın huzuruna çıkıp işlem tamam artık suyumuz var demiş.

Kanuni şehre su getirebilmek için harcanan parayı görünce, bir fermanla evlere borularla su çekmeyi yasaklamış. Ama bu yasağın bir tek istinası Mimar Sinan; İstanbul’da evinde su akan tek kişi olmuş.

Hey gidi Koca Sinan hey…

Şimdi size Koca Sinan’a reva görülen bir muameleden bahsedeceğim:

Mimar Sinan 1588 yılında ölmüş ya…Aradan 377 yıl geçmiş kimin aklına gelmiş bilinmez, Türk olup olmadığını araştırmak istemiş. (Mimar Sinan biliyorsunuz devşirme. Ermeni veya Rum olarak doğmuş olduğu, 15 yaşındayken de yeniçeri ocağına alındığı biliniyor.)

Ne diyorduk; 1935 yılında biri çıkmış, bir merak bir merak, Mimar Sinan’ın kafatasını mezardan çıkarıp, ölçülerinden Türk ırkının özelliklerini taşıyıp taşımadığını saptamak istemiş.

Kafatası ölçülmüş biçilmiş, 89-90 ölçülerinde Türk standartlarına uygun Hiber-Brakisefal olduğu sonucu çıkmış ve tüm heyet memnun Mimar Sinan Türk’tür diye ilan edilmiş.

Yıl 1940. Türbe bir restorasyona girmiş. Mezar açılmış. Daha önceki araştırmadan haberi olmayan heyetin ağzı açık kalmış! Çünkü mezarda Mimar Sinan’ın kafatası yokmuş. Kaybolmuş!!!

Yıl 2018.

Kafatasının nerede olduğu hala bilinmiyor!!!

Exit mobile version