Birkaç gündür düşünüyorum Cemal Süreya’nın en sevdiğim şiiri hangisidir diye. Elimde olan ne varsa okuyorum. Sabah kalkıyorum birkaç şiir, öğleden sonra birkaç şiir, akşam yatmadan önce birkaç şiir…
Sanırım 4.gündeyim bugün. Tam bugün de bitti bulamadım diye düşünürken elimdeki kitabın orta sayfalarına geldigimde buldum!!!
Şiiri okurken öyle efsunlandım ki…
Etkisi dakikalarca sürdü.
Dizeleri böldüm, çıkardım
Sıralamasını değiştirdim,
Yaptığımı birbirine karıştırdım.
Sonra kendi içime bu yaptığımı taşıdım. Yeniden okudum.
Okurken Süreya’nın büyük sevdası süzüldü gözlerimden. Islak gözlerimle Ahhh dedim; Sevgili Cemal Süreya, sen ne büyük bir aşk vermişsin meğer Zuhal’e!
Balkonumda hasır şezlonga uzanmış haldeydim kitap elimde (Feyza Perinçek- Nursel Duruel, Cemal Süreya Şairin Hayatı Şiire Dahil kitabı)
Hemen telefonumu elime alıp Notlar kısmına bunları yazmaya karar verdim. Belki ilerleyen saatlerde bloğuma da koyarım diye kim bilir.
Günlerdir Cemal Süreya şiirleri okuyorum. Mevsim yazdan güze doğru geçerken bir Ağustos gecesi Cemal Süreya’nın en sevdiğim şiirini, bir şiir kitabında değil de, Zuhal’e yazmış olduğu mektupların arasında bulmak da ne enteresan geldi şimdi bana.
29 Ağustos 2018 – Saat 23:45
Cemal Süreya’nın en sevdiğim şiirini bulduğum tarih-bulduğum saat.
Ahh öperim ben bu geceyi.
***
Cemal Süreya Ankara’da çalışıyor… Eşi Zuhal ve 3 yaşındaki oğlu Memo ise İstanbul’da yaşıyor.
Cemal Süreya her gün bir günce gibi mektup yazıyor Zuhal’e.
Bu okuduğum mektubunda diyor ki:
Sana bir şiir yazdım. Uzun bir şiir. Hiç yayımlanmayacak. Sende kalacak. Bir şairin, sevdiğine en büyük armağanı, yayımlanmayan, hiç de yayımlanmayacak bir şiir olabilir. Böyle düşünüyorum. Her yıl böyle bir şiir yazacağım sana. Saklarsın. İstersen ben öldükten sonra yayımlarsın. Ben ölene dek yayımlamak yasak. İstersen sen de hayatın boyunca sakladıktan sonra Memo’ya verirsin. O ne isterse yapar.
Sevgilim, bir günün ortası şimdi
Taşıtlar hızla gelip geçiyor, her yer kalabalık,
Ben seni düşünüyorum bir bodrum kahvesinde
Uzat bana uzat ellerini
İzinli askerler görüyorum, kırıtarak yürüyen işçi kızlar
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu
Güvercinler güneşten bir sessizliği biriktiriyor
Ben seni düşünüyorum seni
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Kalbim diyorum kalbim
Daha dün tezgahtan çıkmış bir su sayacı gibi
Aşkı anılar besliyor düşler kadar
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
Sevgi eskidikçe sevgi.
Günümüz ekmeğimiz, türkümüz
Çoluğumuz çocuğumuz
Binalar yan yana yükselip gidiyor
Vapurların ağzı köpük içinde
Uzaklarda ne kapılar açılıyor
Trenin biri bir istasyona varıyor
Ordan çıkıyor biri
Her şey biliyor her şey
Sen biliyor musun bakalım
Seni nice sevdiğimi?
Üstüne titrediğimi?
Geldiğimi?
***
Aldım bu şiiri beni efsunlayan dizeleri ayırdım; Şiir şöyle oldu:
Sevgilim
İstanbul her günkü yaşantısı içinde, uğultulu (Ankara’dan İstanbul’un uğultusunu duyuyor. Onu öyle iyi anlıyorum ki)
Ben seni düşünüyorum seni
Hani tıpkı o ilk günlerdeki gibi
Kalbim diyorum kalbim
Aşkı anılar besliyor düşler kadar
Bu yüzden diyorum ki aşk eskidikçe aşktır
Sevgi eskidikçe sevgi
Binalar yan yana yükselip gidiyor
Vapurların ağzı köpük içinde (ne hoş bir tasvir bu)
Uzaklarda ne kapılar açılıyor
Trenin biri bir istasyona varıyor
Ordan çıkıyor biri
Her şey biliyor her şey
Sen biliyor musun bakalım
Seni nice sevdiğimi?
Üstüne titrediğimi?
Geldiğimi?
***
Evet Cemal Süreya bir mektup içinde bu şiiri Zuhal’e göndermiş.
Düşünsenize bu mektubu sizin aldığınızı? Ne büyük duygular yaşatır. Tekrar tekrar aşık olunmaz mı bu adama?
Ama Cemal Süreya bu!.. Hiç güvenme!
Süreya bu mektubu yazdıktan bir iki ay sonra arkadaşına şöyle demiş:
“Hayatımın kadınını buldum. Zuhal’den ayrılıyorum.”
Hıh!?!
İyi Geceler Cemal SüreYYa!
Zuhal Floria x
Okuduğumda bir dizede öyle bir tebessüm etmiştim, bravo bu söze demiştim, sonrasını okuyunca sizin de aynı tasviri öne çıkartmanızla o zaman pek bilmediğim şiirlerinde farklı dizeyi bulmuşum demiştim 😀. Cemal Süreya “Vapurların ağzı köpük içinde” demişti, o gün bügün vapurlar bende öyle. Yorumumu bloga yazmak için biraz şiirlerini okuyup tanıyayım diye beklemişim 😊.
Mumun dibini aydınlatamaması gibi ışığı ile nice aşıklara ilham oldu sözleri, şiirleri ve tüm bunlara tezat yanıbaşındakileri kararttı gölgesi.
Şiire edebiyata ilgimle bilmediklerimi öğrenmenin verdiği haz ile size teşekkür ederim.
Oooov ben teşekkür ederim yorum için:)
Ne güzel bir keşif.. Bazen düşünürüm şair sevgilisi için mi yazıyor dizelerini, okuru için mi? Kim için yazdığını nasıl biliyor, farkında mı? En azından burada bir açıklık getirmiş, Cemal Süreya.