Bana Bi’Yer Söyle

BALAT’da KAHVALTI

Perispri

İstanbul, Cumhuriyet kurulduktan sonraki 10 yılda şehir planlamasına girmiş. O zamanlar nüfus 500 bin iken, ölçülmüş biçilmiş ve şehrin kapasitesi en fazla 3 milyon olarak belirlenmiş. Günümüz İstanbul’u ne yazık ki 20 milyon! İstanbul’un kapasitesi 3milyon iken 20 milyon insan nasıl sığdırılmış zaten hepimiz biliyoruz. Boğazı doldur, sahili doldur, bahçeli evleri yık, köşkleri yık, tarihi surları yık, ormanı talan et, ahşap evleri yak gecekondu talanını başlat vs vs.

Balat
İstanbul’un en eski tarihi semtlerinden biri. Şehrin nüfusu henüz 300 bin bile değilken yapılmış evleriyle günümüzden geçmişe imparatorluk sentezi mahalle ruhuna bir köprü kuruyor. Ruhla maddeyi bağlayan bu geçişe de Perispri deniyor. Varlığın özüne geçiş gibi düşünelim. Balat’ı çok seviyorum.
Bizi özümüzle buluşturan nadide semtlerimizden biri.

Ve kahvaltı yaptığım bu mekan;
Perispri ismi…
Adı gibi bir yer.

Seramik ve Cam sanatçısı Cahide Erel burayı almadan önce maden suyu deposuymuş.
O eski harap depo, şahane bir sanat galerisi ve antikalarla dolu bir kafeye dönüştürülmüş zamanla.
Antik-eski tabak çanağa epey ilgim vardır benim. Bu ilgim koleksiyona kadar geçti hatta. Antik-eski porselen tabak ve fincan toplayıcısıyım uzun yıllardır. Perispri kafe ve sanat galerisi bu yüzden de ilgimi çekti Balat’ta.

Kahvaltısına, ortamına ve konukseverliklerine bayıldım.
Kahvaltı sonrası şömineyi yakıp bir güzel Türk kahvesi ikram edişleri ile de hep aklımdalar.

Balat kesinlikle UNESCO Dünya Mirası listesine alınıp korunmalı ❤️🙏

Not: Yazımın kapak görseli olan Balat manzara fotoğrafı Google search credit’tir.

Zu – Perispri

Exit mobile version