Bölüm 4 – Ani Harabeleri
Instagram sayfamı takip edenler bilir, ilk gece yaşadığım yastık sorunu ile Cemal Süreya’nın Kars şiiri’ne dönmüştüm; “Beyaz, uykusuz ve uzakta”.
İkinci gecemde; yastık olayını kendi yöntemlerimle hallettim. *Bir gece daha uykusuzluğa katlanamazdım asla!
Montumu ikiye katladım. Üzerine birkaç havlu koydum, boynumun rahat edeceği şekli verip, ohhhh mis bir uyku çektim. *Rahat uyku gibisi yokkk
Sabah hem zinde hem de mutlu uyandım.
Perdeyi açıp dışarıya baktığımda mutluluğum bir çığ gibi daha da büyüdü.
Hayal ettiğim Kars kışı, sonunda bir Rus romanına dönüşüvermişti.
Bütün gece kar yağmış, odamın penceresinden gördüğüm her ağaç dalı, tomurcuk tomurcuk kar kristalleriyle yüklenmiş; çatılar, yollar her taraf yoğun kar olmuştu.
Etraf öyle masalsıydı ki, kendimi bir anda koca bir kar küresinin içinde hissettim.
Güzel bir kahvaltı sonrası, lapa lapa yağan kar eşliğinde Ani Harabeleri’ne doğru yola koyulduk. Rehberimiz yol boyunca Ani Harabeleri’ni anlattı bize.
Bir saat süren yol sonrası Ani Örenyeri’ne ulaştık.
Hava Raporu:
Çok enteresan, Ani’de kar yoktu, ama -6 dereceyi bulan ciddi bir soğuk vardı!…
Bir yandan da sert bir rüzgar kesiyordu yüzümüzü. Kaşkollarımızı yüzümüze sarmamızı söyledi rehberimiz.
İyi ki de sarmışız… böylesine donacağımızı tahmin bile edemezdim.
Ani Harabeleri (1001 kilise şehri veya 40 kapılı şehir)
Ani, Kars’a 42 km uzaklıkta.
Türkiye Ermenistan sınırının dibinde Arpaçay vadisine bakan 68 hektarlık bir arazide yer alıyor.
Günümüze gelene kadar sayısız depremler, sayısız savaşlar geçirmiş.
Ermeni, Gürcü ve Selçuklu mimarisinin en seçkin örneklerine sahip.
Kent, 10. yüzyıla ait güçlü surlarla korunmuş.
Aslanlı Kapı, kentin ana girişini oluşturuyor.
Tarihçesi
- Ani kenti İpek Yolu üzerinde kurulu olduğu için yüzyıllardır tüm uygarlıklarda zengin ve önemli bir kent olmuş.
- Ani’nin ilk keşfi 1880’lerde gerçekleşmiş.
Zamanında 150 bin kişinin yaşadığından bahsetti rehberimiz.
- 961-1045 yılları arasında Pakraduni Hanedanlığı’ndan Ermeni hükümdarlarının başkenti olmuş.
- 11. ila 12. yüzyıla ait bazı İslam mimarisinde eserler de bulunmaktadır.
Hemen üstteki fotoğrafta arka planda gördüğünüz yeraltı şehri… ve yüzlerce mağarası var.
Yeraltı şehri, mağaralar, surlar, 8 kilise ve bir cami, Ani’de halen ayakta duran eserlerin en önemlileridir.
Ani’deki Hasarlar :
- 1319 yılında çok büyük bir depremle epey bir hasar görüyor. İkinci büyük hasarı da Timur vermiş.
- 1535 yılında gerçekleşen Osmanlı – İran savaşında Ani terkedilmiş bir kent haline dönüşmüş.
1877 Osmanlı-Rus savaşında; Kars, Rus hakimiyetine geçiyor.
Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlılar geri alıyor. Bir süre sonra Ermenistan’a geçiyor.
Ve nihayet Kurtuluş savaşımız sonrası 1920’de Türkiye Cumhuriyeti topraklarına katılıyor.
- 1957’de yıldırım düşmeleri sonucu yeni hasarlar oluşuyor.
- 1988 depreminde başka hasarlar daha geçiriyor.
Ani Harabeleri, uzun bir bekleyişten sonra 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası olarak tescillenmiş.
Ani Örenyeri Gezi Planı
- Ani Örenyeri, aslanlı kapıdan içeri girdiğinizden itibaren 2 saat süren bir turdan oluşuyor.
- Giriş ücreti 8 lira.
- Yürüyüşe kapının doğu tarafındaki patikadan başlanıyor.
- Ani kentinden İpek Yolu’da geçiyor… yolun bir tarafı Türkiye, diğer tarafı da Ermenistan. Ahh zamanında kim bilir ne büyük bir ticarete ev sahipliği yapıyordu.
Tigran Honentz (Boyalı) Kilisesi
Bu kilise 1215 yılında zengin bir tüccar olan Tigran Honentz tarafından yaptırılmış muhteşem bir yapı. Konumu da enteresan… uçurumun tam dibinde, Ermenistan sınırına bakmakta.
Kilisenin içinde iki katlı günah çıkarma odaları varmış eskiden.
Ani Katedrali – Fethiye Camii
989 yılında, İstanbul Ayasofya’nın kubbesini onaran mimar tarafından yapılmış.
Yapı günümüze kadar üç büyük deprem geçirmiş.
1319 yılındaki büyük depremde kubbesi yıkılmış, 1832 depreminde başka hasarlar, 1988’deki depremden sonra yapı komple harabeye dönmüş.
*Harabe hali bile öyle güzeldi ki…
Bayıldım bayıldım bayıldım.
Ebu’l Menuçehr Camii
Türk fethinden sonra kiliseden camiye döndürülen en eski camidir.
Cami’nin önünden geçen patika yol, Ani şehrinin güneyindeki İçkale’ye uzanır.
Abughamrents Aziz Gregory Kilisesi
M.S. 980 yılında yapılmış. Silindirik bir yapıya sahip, sekizgen kubbeli, Ani Harabeleri’nin de sembolü olmuş bir yapı.
Böyle dıştan çok güzeldi. Ama içine girdiğimde gördüklerim üzdü beni.
Gelen giden herkes ismini kazımış. Tebeşirle mi geliyorlar ören yerlerine???
Tarihi bir yapıya isim kazımaktan ne zaman vazgeçeceğiz anlamak mümkün değil!!!
Tarihi eserlere zarar veren bu ilkel kafaları se-ve-mi-yo-rum.
Patikadan devam ederek, Ani şehrinin batısındaki yapılara ulaşılır.
Ateşgede,
Gürcü Kilisesi,
Gagik (Surp Krikor) Kilisesi,
Kaya Şapeli,
Saray,
Abughamrents (Polatoğlu) Kilisesi ile tur tamamlanır.
Ani Harabeleri, Kars seyahatimin en etkileyici yerlerinden biri oldu.
Kurulduğu günden bu yana 23 medeniyete ev sahipliği yapmış, Kafkaslar’dan Anadolu’ya ilk giriş kapısı olmuş, ilk yerleşimin milattan önce 3 binli yıllara dayandığı Ani’nin, karla kaplı olmasını çok isterdim. Kartpostallık fotoğraflar çekmeyi hayal ediyordum.
Olmadı.
Sert rüzgarlı korkunç soğuk havada, 2 saatlik turu tamamlamak, her tarihi yapıda durup, eldiveni ve yüzümdeki atkıyı çıkarmak, sonra fotoğraf çekmek, gerçekten zordu. (Bu arada atkı tura İzmir’den katılan bir arkadaşa ait, benim atkı rüzgardan uçunca, böyle bir destek de almış oldum)
Tüm olumsuz hava koşullarına rağmen, Ani gibi büyüleyici bir yeri görmek, orada olmak, gerçekten büyük bir mutluluk oldu benim için. Ani Harebeleri’ne tekrar gelmeliyim dedim ayrılırken…
Belki güneşli bir bahara denk getiririm, kim bilir!
Kars Bölüm 5’de görüşmek üzere,
Sevgiler
Zu x
Instagram @banabiyersoyle